Haber Merkezi
Mersin Kadın Platformu, Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen İrem Bahçe cinayeti davasının 8’inci duruşması öncesi adalet çağrısı yaptı.
Adliye önünde bir araya gelen kadınlar, “Ölmek değil yaşamak istiyoruz”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, sloganları atarak, “Aileniz sizin olsun biz yaşamak istiyoruz” dövizleri taşıdılar. Kadınlara Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy ile duruşmayı takip eden avukatlarda destek verdi.
Platform adına yapılan basın açıklamasını okuyan Deniz Bingöl, İrem’in 17 yaşında 7 Kasım 2019 tarihinde kardeşi Mehmet Ali Bahçe tarafından Mersin’de Bahçelievler Mahallesinde katledildiğini söyledi.
“Urfa Haliliye İlçesi Örencik Köyünde ailesi ile birlikte yaşayan İrem hamile olması bahane edilerek aile meclisinin kararı ile sözde töre cinayeti lafları altında katledildi” diyen Bingöl, “Altı aylık hamileyken öldürülen İrem’in bebeği ameliyatla alınıp kuvözde yaşatılmaya çalışılmış ne yazık ki kurtarılamamıştır, bebeği sahiplenen kimse olmadığı için kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir.
“İNTİHAR DEDİLER TÖRE CİNAYET ÇIKTI”
İrem’in ölümünün namuslarını temizlediği bahanesiyle köylerine dönen ve hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam eden aile, sorgulama sırasında da aynı soğukkanlılıkla ‘intihar’ ettiğini söyledi.
Yapılan araştırmalarda beyanlar arasındaki tutarsızlık nedeniyle araştırmalar derinleştirilmiş ve 2021 yılında düzenlenen iddianamede İrem’in ‘töre’ bahanesiyle ailesi tarafından katledildiği ortaya çıkmıştır.
İrem’in annesi Saadet Bahçe babası Kasım Bahçe erkek kardeşleri Mehmet Ali Bahçe ve Vedat Bahçe amcaları İbrahim Bahçe ve Mehmet Veysi Bahçe tutuklu olarak yargılanmaktadır” dedi.
“ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET İSTİYORUZ”
Töre cinayeti adı altında hayatlarının yok edilmesini reddettiklerini vurgulayan Bingöl, “Dizayn etmeye çalıştığınız bu hayat bizim, vazgeçmiyoruz! Bugün bir kez daha erkek adalet değil, gerçek adalet demek için Mersin Adliyesi önünde toplandık.
Bugün konuştuğumuz bu dava da yaşamlarımızın bir avuç erkeğin elinde olmaması için her gün savunduğumuz ama yine tek adam tarafından bir gecede kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’nin hayatlarımızın güvencesi olduğunu kanıtıdır.
Uygulanmayan yasalar ve sözleşmeler arasında her gün kadınlar ve LGBTİ+’lar aramızdan ayrılırken mücadelemizi diri tutmaktan başka, birbirimizin hayatını savunmak dışında bir seçeneğimiz kalmadığını görüyoruz.
“BU KATLİAMLARIN ORTAKLARI OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ”
Ülkede kadın cinayetlerinin, şüpheli kadın ölümlerinin, şiddetin, istismarın ardı arkası kesilmezken adına töre, namus dedikleri ataerkiye kaynaklık yapan çürümüş zihniyet bir kadını daha aramızdan alırken biz faillerin işbirlikçilerini biliyoruz. Katliamların aracı olan elleri besleyen, kadın düşmanı politikaları besleyen, erkek adaletin yapı taşı olan, yaşanan cinayetleri meşrulaştırıp, teşvik eden iktidar ve köhnemiş yapısıdır.
Her kadın cinayetinde, şiddet vakasında faillerin yargılanması ve gereken en ağır cezayı alması için mücadele ederken erkek adalet failleri aklamaktan başka bir şey yapmıyor. Bu katliamların ortakları olduğunuzu biliyoruz. Siz failleri, katilleri, istismarcıları korumaya devem ederken biz sizin karşınıza dikilmeye, hayatlarımızı savunmaya, birbirimiz için var olmaya devam edeceğiz.
“FAİLLER EN AĞIR CEZAYI ALINCAYA KADAR PES ETMEYECEĞİZ!”
İki yılı aşkın süredir sonuçlanmayan bu davanın failleri ortadayken sağlanmayan adalete sesleniyoruz; Failler en ağır cezayı alıncaya kadar pes etmeyeceğiz!
Erkek adaletin koruduğu ve hayatlarımızın yok sayıldığı bu düzeni biz kadınlar ve LGBTİ+lar değiştireceğiz. Hayatlarımızı sıkıştırmaya çalıştığınız bu şiddet sarmalı içinden bize dayattığınız her şeyi yıkarak çıkacağız.
Tek bir kadının ve LGBTİ+nın kirpiği yere düşmesin diye buradayız. Gerçek adalet sağlanana kadar evde, sokakta, iş yerlerinde, adliye önlerinde kısacası her yerde feminist mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Mersin’in merkez Yenişehir ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde 7 Kasım 2019 tarihinde meydana gelen olayda, İrem Bahçe evlerinin banyosunda babasının ruhsatsız tabancasıyla başından vurulmuş halde bulunmuştu. 5 aylık hamile genç kız, kaldırıldığı hastanede 1 gün sonra hayatını kaybetti. Sezaryenle dünyaya gelen bebeği ise 3 ay sonra öldü. Olayla ilgili ifadeleri alınan aile fertleri, genç kızın intihar ettiğini önü sürerken İrem B.’nin cenazesi ailenin kabul etmemesi üzerine Şanlıurfa’da kimsesizler mezarlığında toprağa verilmişti. Genç kızın töre cinayetine kurban gitmesinden şüphelinin polis Şanlıurfa’da yaptığı operasyonda baba Kasım B. (49), ağabeyleri Mehmet Ali B. (21) ve Vedat B. (23) ile amcaları İbrahim B. (44) ve Mehmet Veyis B. (34) ile anne Saadet B. ile diğer amca Mehmet B. gözaltına alınmıştı. Ağabey Mehmet Ali B. ifadesinde, kardeşini öldürdüğünü ve aile meclisi kararıyla cinayeti işlediğini ağlayarak itiraf etmişti.