Haber Merkezi
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Mersin Şubesi tarafından artan vergi oranları ile hayat pahalılığına tepki için Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması yapıldı. Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin de destek verdiği eylemde “Savaşa değil emekçiye bütçe, Sermaye için değil halk için bütçe, İnsanca yaşanacak asgari ücret istiyoruz”, Ge-çi-ne-mi-yo-ruz; Gelirde adalet vergide adalet, geçinmek istiyoruz”, “Sefalet ücreti istemiyoruz, Emeğin Türkiye’sini biz kuracağız” şeklinde pankartlar açıldı.
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ülkeyi yönetenlere göre ekonominin şahlandığını ama işçi sınıfı başta olmak üzere geniş halk kesimleri için şahlanan tek şeyin işsizlik, pahalılık, faturalar, borçlar ve zamlar olduğunu söyledi.
“PEMBE MASALLARI ARTIK KİMSE YUTMUYOR”
Televizyonlarda, gazetelerde anlatılan pembe masallar artık kimseyi uyutamadığını anlatan Göksoy, “Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz. 2022 kışına pahalılık ve işsizlik damgasını vuracak. Ülkeyi gerçek anlamda bir karakış bekliyor!. Türkiye'nin salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olduğu gerçeğinden hiç bahsedilmiyor. İşçilerin patronundan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülke haline geldiğimiz gerçeği gizlenmek isteniyor” şeklinde konuştu.
“HAKKIMIZI ARAMAYALIM İSTİYORLAR”
Pandemide halk işsizlikle ve geçim zorluklarıyla mücadele ederken bir avuç ayrıcalıklı şirketin vergi borçlarının sıfırlanmasını, İŞKUR ve SGK kaynaklarından yapılan kıyakları kimsenin görmediğinin zannedildiğini anlatan Göksoy,”İssizlik rekor kırarken işçilere ait olan İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının çoğunun büyük bölümü patronlara aktarılıyor. Türkiye, uluslararası sermaye için ucuz ve güvencesiz işçilik cenneti haline getirilmek istenirken, elimiz kolumuz bağlı izleyelim, örgütlenmeyelim, sendikalı olmayalım, hakkimizi arayıp sormayalım istiyorlar. Bizi yoksullaştırarak, bize hayatı zehir ederek bir avuç şirket ile beraber "şahlanmak” istiyorlar. İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın çok büyük bir çoğunluğu ise bu masallarından bıktı artik. Geçinemiyoruz" diyenler çözüm istiyor” ifadelerini kullandı.
“OMUZ OMUZA MÜCADELE EDECEĞİZ”
Bıçağın kemiğe dayandığı şu günlerde biraz nefes almak için ülkeyi yönetenleri acil önlemler almaya çağıran Göksoy şöyle devam etti: “Üç beş şirketin hatırına bir gecede çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin açlık ve yoksullukla boğuşan milyonlar için neden çıkmadığını soruyoruz. Evet, kimsenin bize bahsedeceği bir kurtuluş yok. Omuz omuza mücadele edeceğiz. Önümüzdeki aylarda TBMM'de Türkiye'nin 2022 yılı bütçesi için çalışmalar başlayacak. Bütçede oldukça basit düzenlemeler yapılarak, bu ülke bu halk nefes alabilir. Birkaç ay içinde yeni asgari ücret çalışmaları başlayacak. Hem bütçe hem de asgari ücret artan hayat pahalılığına karşı emekçilerin soluk almasını sağlayabilir. 2022 karakışına karşı halkın ekmeğini savunmak için acil önlemler alınmalıdır. Gelirde ve vergide adalet sağlanmalıdır!”
“ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMASIN”
Göksoy, ülkeyi yöneten siyasi iktidardan Anayasa’nın sosyal devlet ilkesinin gereği olan aşağıdaki önlemleri acilen almaya çağırdı: “Asgari ücret ve bütün ücretlerin asgari ücret kadarı için tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın ve net ödensin. Böylece tüm ücretler yaklaşık 750 lira artırılsın. Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan tarife oranı yüzde 20'den 10'a indirilsin. Vergiye esas gelir dilimleri milli gelire göre artırılsın. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilsin. Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun. Tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın.”
SİYASİ İKTİDARI SOMUT ÖNLEMLER ALMAYA ÇAĞIRDI
Pembe tablolar çizmeyi alışkanlık haline getiren siyasi iktidarı uyaran Göksoy, 2022 bütçesi ve asgari ücreti belirlenirken "geçinemiyoruz" diye haykıran halkın ekmeği için somut önlemler almaya çağırarak şöyle devam etti: “İşsizliğin ve yoksulluğun çarkları arasında ezilmeyi kabul etmiyor, tüm işçileri, emekçileri, işsizleri, emeklileri ve dar gelirlileri pahalılığa ve adaletsizliğe karşı omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz!. Bu adaletsiz düzene karşı, sömürüye karşı örgütlenmeli, sendikalı olmalı, hakkımızı aramalıyız. Bir araya gelerek, omuz omuza vererek, örgütlenerek kazanabiliriz! Mücadelemizi ve örgütümüzü işyeri işyeri, sokak sokak, meydan meydan büyüteceğiz! Herkese iş, ekmek ve güvenli bir gelecek sunan bir düzeni omuz omuza kuracağız!”