Haber Merkezi
Mersin Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri, Fukuşima'da meydana gelen nükleer felaketin onuncu yıl dönümünde Akkuyu Nükleer santralinin önünde yapmak istediği anma etkinliği jandarma engeline takılmıştı. 11 Mart’taki eylemde jandarmanın basın açıklamasına izin vermemesi üzerine NKP bileşenleri Büyükeceli Mahalle merkezinde sarı balonları gökyüzüne bırakarak projeye yönelik tepkilerini dile getirmişti. Eyleme HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu'da katılmıştı.
17 KİŞİ HAKKINDA DAVA AÇILDI
Eyleme katılan NKP üyelerinden 17’sinin kimliği jandarma ekiplerinin çektiği fotoğraflardan belirlenmişti. Kimlikleri tespit edilen NKP’nin o dönemdeki sözcüsü Aycan Özkan’ın da aralarında bulunduğu Çiğdem Serin, Elmas Kara, Eren Türker, Ful Uğurhan, Gülbahar Şofer, Halil Kara, İhsan Derinöz, Onur Abdullah Turgut, Sedat Başkavak, Turan Kanık, Uğur Tülay, Yenal Kanık, Yıldırım Akpınar, Yusuf Uçay, Menekşe Kızıldere ve Naci Sönmez hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianame Gülnar Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilerek Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu m.28/1, Türk Ceza Kanunu 53/1 maddesine göre Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma suçundan yargılanmasına karar verilmişti. Gülnar Asliye Ceza Mahkemesi 28 Ekim’de Gülnar’da görülecek davada 17 kişinin ifadesinin talimatla 25 Ekim’de Mersin Adliyesi’nde alınmasına karar verdi.
NKP BİLEŞENLERİ DAYANIŞMA ÇAĞRISI YAPTI
Mersin NKP bileşenleri ifade öncesi Eğitim Sen Mersin Şube binasında bir araya gelerek dayanışma çağrısı yaptı. “Yaşam savunucuları yargılanamaz” şeklinde pankartın açıldığı basın açıklamasına Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, baronun önceki dönem başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve NKP bileşenleri katıldı. Basın açıklamasını NKP adına okuyan Dr. Ful Uğurhan halkın büyük çoğunluğunun istememesine rağmen Akkuyu’da ısrarla inşaatı sürdürülen nükleer santrale karşı, 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana 45 yıldır kararlılıkla mücadele ettiklerini söyledi.
Mücadelelerinin nükleer santraller ve nükleer silahlar yer yüzünden temizlenene kadar da süreceğini anlatan Uğurhan, “Çünkü bizler geçmişte yaşanan büyük nükleer felaketlerden ders çıkarıyoruz. Çünkü inşaatın daha en başında zeminde iki kez çatlak oluşmasına rağmen son sürat ilerlemesini, bölgede yaşayan insanların sağlığı ve huzuru gözetilmeksizin yapılan patlatmaları, covide rağmen kalabalık ortamda güvensiz şartlarda çalışan işçilerin durumunu gördükçe, başta insanlar olmak üzere canlıların yaşamına nasıl da değer vermediklerini çok iyi idrak ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.
“BALON BIRAKIP BÖLGE HALKI İLE SOHBET EDECEKTİK”
Bu amaçla 11 Mart’ta Fukuşima’da meydana gelen nükleer felaketin 10. yıldönümü nedeniyle Akkuyu’ya giderek farkındalık yaratmayı hedeflediklerini anlatan Uğurhan, “Havaya on adet balon bırakarak felaketten zarar görmüş insanları anacak, bölgedeki yaşayan hemşerilerimizle sohbet edecektik. Ama öyle olamadı. Daha aracımızdan iner inmez kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısına maruz kaldık. Sorumluluk duygularımız gereği iyi niyetle çıktığımız yolda jandarmanın psikolojik şiddetine maruz bırakıldık. Hal böyle olmasına rağmen sonradan adreslerimize gönderilen tebligatlardan gördük ki bizim hakkımızda dava açılmış. Öyle bir iddianame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu” şeklinde konuştu.
“ZORLAMA MADDE İLE DAVA AÇILDI”
İddianamede; anayasada , Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının izinsiz olarak kullanılabileceğinin kabul edildiğini ancak buna rağmen zorlama bir alt maddeyle dava açıldığını vurgulayan Uğurhan şöyle devam etti: “Doğrusu hakkın, hukukun, adaletin esamesinin okunmadığı zamanlarda yaşayanlar olarak bu duruma pek de şaşırmadık. Ama sormadan da edemiyoruz: Biz niye Akkuyu’ya gitmeyelim ki? Hemen yanı başımızda sadece bölgeyi değil bütün Akdeniz havzasını yaşanmaz hale getirecek bir nükleer santral inşaa ediliyor. Biz tabi ki hem kendimizin hem de gelecek kuşakların yaşam hakkını savunacağız. Biz tabi ki tarım alanlarımızı, ormanlarımızı bizim dışımızdaki canlıların yaşamını savunacağız.
“NKP’LİLER DEĞİL EKOLOJİK DENGEYİ BOZANLAR YARGILANSIN”
Nükleer Karşıtları Yargılanamaz! Eğer yargılanma olacaksa; yaşamı, doğayı ekolojik dengeyi bozanlar yargılanmalıdır. Ülkemizi nükleer çöplük yapmak isteyenler, suyumuzu, havamızı kirletenler, ülkemizi betona boğanlar yargılanmalıdır. Her kesimden herkese çağrımızdır; Gelin hep birlikte yaşamı savunalım. 25 Ekim'de saat 10.00 da Mersin Adliyesi’nde mahkememiz var. Gelin dayanışma nasıl olur gösterelim ve hep birlikte haykıralım; Nükleer Karşıtları Yargılanamaz!”