Haber Merkezi
Mersin’in Silifke İlçesi’nden Anamur’a kadar kurulması planlanan 17 balık çiftliğinin ÇED olumlu kararının iptali için açılan davada red kararı veren Mersin 1. İdare Mahkemesi’nin kararına yapılan itirazı kabul eden Danıştay 6. Dairesi davayı esastan bozarak yeniden keşif yapılmasına karar vermişti.
Mersin Çevre ve Doğa Derneği ve Bozyazı’da bulunan Dokuma ve Kültür Ürünlerini Geliştirme Derneği, Silifke’de 7, Anamur’da 6 ve Bozyazı ve Aydıncık arasındaki 4 balık çiftliği için verilen ÇED olumlu kararının iptali için Mersin 1. İdare Mahkemesine dava açarak iptalini istemişti.
Mahkeme kültür balıkçığı projesinin yapılmasının ve kümülatif etki değerlendirmesinin mevzuata uygun olduğuna hükmederek ÇED raporunu sakatlamayacağı sonucuna vararak itirazı reddetmişti. Bunun üzerine 2 dernek Danıştay 6. Dairesine dava açarak kararı temyiz etti. Danıştay 6. Dairesi, temyize konu Mersin 1. İdare Mahkemesinin kararını esastan bozdu. Mahkeme yeniden keşif yapılmasına karar verdi. Mahkemenin verdiği karar üzerine bugün Silifke ile Aydıncık ve Bozyazı’da, yarın ise Anamur’da yeniden keşif yapılacak.
“BİLİRKİŞİDEN BİRİ BALIK ÇİFTLİKLERİNİ KURACAK FİRMANIN KURDUĞU DERNEĞİN DENETİM KURULU ÜYESİ ÇIKTI”
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, “ÇED olumlu kararının iptali için yerel mahkemeye başvurmuştuk. Yerel mahkeme bunu reddetmişti. Bunun üzerine Danıştay’a başvurmuştuk. Mahkeme Anamur’da 6, Aydıncık ve Bozyazı arasında 4 ve Silifke’de 7 olmak üzere toplan 17 adet kurulması planlanan balık çiftlikleri için yeniden keşfine karar vermişti” dedi.
Daha önceki bilirkişilerden biri olan Deniz Ayaz’ın, balık çiftliklerini kuracak firma yetkilileri tarafından kurulan Silifke Kültür Balıkçılığı Derneğinin denetleme kurulu üyesi olduğunu hatırlatan Aslan, “Biz bunun sağlık olmayacağını dile getirdik. Deniz Ayaz’ı daha sonra dernekten istifa ettirdiler. Yerel mahkemede bunu dile getirdik. İtiraz ettik.Mahkeme bizim itirazımızı kabul etmemişti. Geçmişte yapılan keşifte bizim bir çok sorumuz askıda kalmıştı. Cevap verememişlerdi” şeklinde konuştu.
“BİLİRKİŞİLER KÜMÜLATİF ETKİYİ DEĞERLENDİRMEDİ”
Daha önceki bilirkişilerin kümülatif etkiyi değerlendirmediğine dikkat çeken Aslan, “Yer altı arkeolojik sit alanları çok. Özellikle Anamur ve Silifke’de denizdeki arkeolojik sit alanları hiç dikkate alınmamıştı. Biz burada denizin akıntısının ve suyun sıcaklığının uygun olmadığına dair itirazlar ettik. Bunları dikkate almadılar. Özellikle yem konusunda da itirazlarımızı dile getirdik. GDO’lu yem kullanacaklar bunun insan sağlığına zararlarını ifade etmemize rağmen dikkate almadılar. Biz bu itirazlarımızı dile getirerek Danıştay’a gönderdik. Danıştay yerel mahkemenin kararını bozarak lehimize karar verdi.
YENİ BİLİRKİŞİLER ATANDI
Şimdi yeni bilirkişi atadılar. Biz keşfe katılacağız ve aynı itirazlarımızı yine yapacağız. Ayın 27’sinde Silifke-Bozyazı ve Aydıncık’ta 28’inde Anamur’da yapılacak” şeklinde konuştu.
Dava açan derneklerin avukatı Semra Kabasakal, bozmanın en önemli gerekçesinden birisinin ÇED raporundaki bilirkişi raporunda balık çiftliklerinin kümülatif etkilerinin ortaya konulması bakımından yeterli olup olmadıkları yönünde herhangi bir tespite yer verilmemesi olduğunu söyledi.
KABASAKAL: “KÜMÜLATİF ETKİ DİKKATE ALINMALI”
Danıştay kararında bilirkişilerin kümülatif etkiyi dikkate almadığına yer verildiğini anlatan Kabasakal, “Kümülatif etki kararı geçmişte Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’nun bir kararı idi. Biz bu kararı bütün davalarımızda kullanıyoruz. Geçmişte Danıştay böyle bir karar vermiş. Burada hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfezlerde sit alanına kıyısı bulunan koy ve körfezlerde su ürünleri üretim ve yetiştirme tesisi yapılamaz deniliyor. Bu hususta bir değerlendirme yapılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı kesin açık olarak tespit edilmesi gerekirken bu da yapılmamıştır” şeklinde konuştu.
“DANIŞTAY 1’İ HARİÇ HEPSİNİN ÇED OLUMLU KARARINI BOZDU”
Silifke’den Anamur’a kadar kurulmak istenen balık çiftliklerine yaptıkları itirazlardan birini Danıştay’ın onadığını diğerlerinin hepsini bozduğunu vurgulayan Kabasakal, “Biz bilirkişi raporlarına itiraz etmiştik. Bilirkişi aynı zamanda balık çiftliklerini kuracak firma tarafından kurulan Silifke Deniz Ürünleri Derneği’nin denetim kurulu üyesi idi. Biz buna itiraz ettik. Danıştay itirazımızı kabul etti. Bilirkişi raporları çok mantıklı değildi. Yeniden bilirkişiler belirlendi. Yeniden keşif yapılacak. Biz bu bilirkişilere de itiraz ediyoruz. Yeterli olmadığını düşünüyoruz. Son 20 yılda iyi bir hoca yok. Hocaların çoğu intihalli. Eksik. Bilgileri yeterli değil” ifadelerini kullandı.
“GEREKİRKE AVRAPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ”
Akdeniz sahillerine kurulacak ve çevre felaketine neden olacak balık çiftliklerini kurdurmamak için ellerinden geleni yaptıklarını ve yapacaklarını anlatan Kabasakal, “Burada da olumlu çıkarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götüreceğiz. Balık çiftliklerinin kurulması bölgenin felaketi olacak. Akdeniz’de kirlilik oluşacak. Balık çiftlikleri kurulursa Akdeniz’de balık bulunamayacak. Doğal balıktan vazgeçeceğiz. Bu balık çiftliklerinde yetişen balıklar sağlıklı değil” şeklinde konuştu.