Sivas Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te gerçekleştirilen ve aralarında aydınlarla sanatçıların da bulunduğu 33 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın üstünden tam 28 yıl geçti. Katliamda hayatını kaybedenler Emek ve Demokrasi Platformu’nun Özgür Çocuk Parkı’nda düzenlediği etkinlikle anıldı. HDP Milletvekili Fatma Kurtulan ve Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ın da aralarında bulunduğu kalabalık katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankart açtı. 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan DİSK Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “Sivas katliamının ardından 28 yıl gibi zaman geçmesine rağmen Madımak Oteli’ne düşen ateşin yüreklerini dağlamaya devam ettiğini söyledi.
“GÖZ YUMARAK ACILARIMIZI DERİNLEŞTİRDİLER”
Katliamın örgütlü ve planlı gerçekleştiğine dair çok sayıda delil olmasına, katliamdan önce alenen hazırlık yapıldığının devlet tarafından bilinmesine rağmen kimi kirli hesap ve politikalar uğruna göz yumulmuş olmasının acılarını derinleştirdiğini ifade eden Göksoy, “Dersim, Çorum, Maraş başta olmak üzere daha önce yaşanan katliamlarda olduğu gibi Sivas Katliamı’nda da gerçek sorumluların açığa çıkarılıp hesap sorulması engellenmiştir. Asıl sorumlulardan hesap sorulmadığı gibi katliamda maşa görevini yerine getiren katiller bile siyasi iktidar tarafından kollanmıştır. Adresi, ikametgâhı belli olan firari sanıklar yıllarca bulunamamış! katillerin avukatları bazı siyasi partiler tarafından milletvekili yapılarak ödüllendirmiştir. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamayacağı evrensel hukuk ilkesi ve bu ilkeye uygun olarak Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenleme yok sayılmıştır. Katliamın firari sanıkları zaman aşımından yararlandırılmıştır” dedi.
“GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENDİ”
2 Temmuz Katliamı özünde sadece aydın ve sanatçılara karşı değil; ezilen, ötekileştirilen, dışlanan, yok sayılan bütün toplumsal kesimlere karşı yapılan bir katliam olduğunu anlatan Göksoy şöyle devam etti: “Katliamla tüm muhalif kesimlere acımasız bir gözdağı verilmek istenmiştir. Arkasındaki güçlerin, gerçek sorumluların, faillerin açığa çıkarılmadığı Sivas Katliamı ne ilk ne de son olmuştur. Farklı inançları, kültürleri, kimlikleri bir zenginlik değil, tehdit olarak gören tekçi-otoriter aynı zihniyet yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam etmiştir. Sivas Katliamı’ndan sonra barışın ve hoşgörünün sembolü olan bu güzel Anadolu topraklarında Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç olmak üzere pek çok katliam daha yaşanmıştır. Milyonların eseri Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile yüreğimize kapkara 103 bıçak daha saplanmıştır.”
“DERİN DEVLET,MAFYA.SİYASET ÜÇGENİNE GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
Karanlığa teslim olmayacaklarını ifade eden Göksoy şunları söyledi: “Katliamlara, ölümlere alışmayacağız. Derin devlet,mafya.siyaset üçgenine geçit vermeyeceğiz. Katliam, Baskı, Asimilasyon Politikalarına Karşı Eşitlik, Özgürlük, Laiklik Ve Adalet İçin Sivas’i Unutmadık, Unutturmayacağız! Kutuplaştırma siyasetine karşı ısrarla ve inatla, bedeli ne olursa olsun, farklılıklarımızla birlikte özgür, eşit, laik, demokratik bir cumhuriyet’te barış içinde bir arada yaşamayı esas alacağız. Demokrasi, barış, kardeşlik ve güzel bir gelecek için mücadeleyi duraksamadan sürdürecek, yaşadığımız katliamların hesabını barışın, kardeşliğin, emeğin ülkesini kurarak soracağız. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu olarak 28. yıl dönümü vesilesiyle, Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha lanetliyor, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyoruz.”