Haber Merkezi
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri Ağustos ayındaki 2021 yılı Toplu İş Görüşmeleri öncesi Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. “Ek zam istiyoruz” şeklinde pankart ve dövizlerin açıldığı basın açıklamasında emekçiler taleplerini dile getirdi. BES Mersin Şube Başkanı Murat Doğan konuşmasına 15-16 Haziran 1970 yılında sendikal bürokrasiye ve gasp edilmek istenen haklarına ilişkin işçi sınıfının gerçekleştirdiği büyük işçi direnişinin yıldönümünü kutlayarak başladı.
‘İKTİDAR 19 YILDIR ÜLKEYİ İÇLER ACISI BİR NOKTAYA GETİRDİ’
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ söylemi ile iktidara gelenlerin 19 yıldır ülkeyi
içler acısı bir noktaya getirdiğini ifade eden Doğan, “Pandemi döneminde işyerlerini açamadığı için devletten destek bekleyen esnafın nankörlükle suçlandığı, Ekonomik gerekçelerle intihar eden yurttaşlarımız için, intiharların gerekçesi ekonomik nedenler olsa toplumun yarısı intihar ederdi diye alay konusu edildiği, açlıkla boğuşan yurttaşlarımıza ilişkin muhalefetin geliştirdiği tepkilere karşı, bu ülkede aç varsa o zaman açları da siz doyurun söylemine kadar varmış olup ibret alınması gereken bir süreci yaşıyoruz.
Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü diyenlerin kendileri dışındaki herkese yönelik kurdukları kin ve nefret dili üzerinden toplumu kutuplaştırdıkları iktidarlarını kutuplaştırma siyaseti ile sürdürmeye çalışıyorlar. Kürt sorununu çözümsüzlüğe sıkıştırıyor ve savaş politikalarının bedelini hem ekonomik hem politik hem de psikolojik olarak tüm ülkeye ağır bir biçimde ödetiyorlar” şeklinde konuştu.
Mutlu azınlık servetine servet katarken milyonlarca yurttaşın işsiz ve açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edildiğini vurgulayan Doğan,” Haklarımıza sahip çıkmak için mücadele etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını biliyoruz. Şimdi pandemi ile birlikte esnek çalışma biçimlerinin, tüm emekçiler için kalıcı hale getirilmesi planlanıyor. Esnek çalışma güvencesiz, örgütsüz, daha ucuza çalıştırmayı hedefleyen köleliği derinleştiren bir yöntemdir. Pandemi döneminde her ne kadar zorunluluk olsa da normal koşullarda kalıcı hale getirilmesi asla kabul edilemez. Yine kadını ev ve bakım işlerini daha çok yapabilmesi ve daha çok çocuk doğurabilmesi için eve hapsetmek isteyen siyasal iktidar, diğer yandan kadına yönelik şiddeti önlemede İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası çok önemli bir hukuki aracı iptal etmek istiyor. Bu hamle aynı zamanda kadınların; yaşamını, emeğini savunamaz hale getirilerek daha çok sömürülebilmesini, köleleştirilmesini amaçlıyor” şeklinde konuştu.
Gençlere KYK borcunu ödeyemediği için haciz işlemi uygulayan siyasi iktidarın milyonlarca dolar kredi borcunu ödemeyen yandaşlarına ihale üstüne ihale verdiği bir düzende yaşadıklarını vurgulayan Doğan şöyle devam etti: “Merkez bankasının 128 milyar dolar rezervinin buharlaşması siyasi iktidar tarafından bir varmış, bir yokmuş kıvamında masal gibi yurttaşlara anlatılmaya çalışılarak ört bas edilmeye çalışılıyor. Yargı talimatla, maliye ve SGK yapılandırma adı altında aflarla faaliyetlerini sürdürüyor. Ülkeyi A.Ş gibi yöneteceğiz diyenlerin getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde hak hukuk adalet talebi her geçen gün yükselirken kamu kurumlarında liyakat yerlerde sürünüyor.
"Döviz kurlarındaki artış karşısında dolarla mı maaş alıyorsunuz" yaklaşımını öne çıkaran siyasi iktidar, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt fiyatlarına dövize endeksli olarak her ay zam yaparken maaşlarımız her ay erimeye devam ediyor. Son yirmi yıl içerisinde ortalama memur maaşı geleneksel ölçü birimimiz olan çeyrek altın karşısında da hızla erimeye devam ediyor. 20 yıl önce maaşımızla 25 çeyrek altın alabiliyorken bugün 6 çeyrek altın bile alamadığımız bir süreci yaşıyoruz.”
“İNSANCA BİR MAAŞ İSTİYORUZ”
İlk çeyrekte yüzde 7 büyüdüğü söylenen ülkede bundan nasiplerini almak ve insanca bir maaş için için alanlara indiklerini ifade eden Doğan taleplerini şöyle sıraladı: “Güvenceli çalışma, grevli gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. Emek hırsızlığına dönüşen mülakat uygulamalarının son bulmasını, liyakatın esas alınmasını istiyoruz. Ücretsiz, nitelikli, anadilinde kurum kreşleri açılmasını istiyoruz. Ücretsiz kamusal yaşlı ve hasta bakımı istiyoruz. Kamusal emeklilik sisteminin güçlendirilmesini, Bireysel Emeklilik dayatmasına son verilmesini istiyoruz. Her türlü ek ödemenin emekli maaşlarına dâhil edilmesini istiyoruz.
Haksız ve hukuksuz bir şekilde keyfi olarak ihraç edilen büro emekçilerinin işlerine iade edilmesini istiyoruz. Kamuda mobbing uygulamalarının son bulmasını istiyoruz. Vergi dilimi marifetiyle maaşlarımızın erimesinin önüne geçilecek bir düzenleme yapılmasını istiyoruz,
Kamuda yoksulluk sınırı altında maaş uygulamasına son verilmesini istiyoruz,
Eşitlik, özgürlük, barış, adalet ve demokrasi istiyoruz!”