Haber Merkezi
Yıkım politikaları gölgesinde kutlanan Orman Haftasında, doğa koruma çağrısı öne çıkıyor. Tarım Orkam-Sen Mersin Şube Başkanı Ömer Hatip Özden, Orman Haftası kapsamında koruma çağrısı yaptı.
Ormanların, ekosistem bütünlüğü içinde canlı -cansız birlikteliği ile doğanın parçası; mikro anlamında ise ülkenin akciğeri olduğunu vurgulayan Özden, “Yüz yaşında ve 25 metre boyunda bir kayın ağacı, güneşli bir günde fotosentezle bir saatlik bir sürede 1.7 kg. civarında Oksijen üretmektedir. Böyle bir ağaç 10 kişinin yıllık oksijen ihtiyacını karşılamaktadır. Orman havası şehir havasına göre yüzde 90-99 daha temizdir. Ülkenin en büyük zenginlik kaynağıdır; iklimi yumuşatan, su kaynaklarını besleyen, yağmur bulutlarını çeken, yurdu çöl olmaktan kurtaran ormanlarımız ulusal ve uluslar arası sermayenin kontrolsüz büyüme hırsı dolayısıyla yerli işbirlikçileri eliyle talan edilmektedir. Yüzyıllardan beri ormanlar insanlar tarafından çeşitli şekillerde kullanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle orman ve insanlık iç içedir” dedi.
ORMAN KANUNU 19 YILDA 25 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ
İktidarın yıllardan beri Orman Yasasında, anayasanın ilgili maddelerine aykırı bir şekilde yapmış olduğu değişiklikleri eleştiren Özden, bu düzenlemelerin orman ürünleriyle geçimini sağlayan yurttaşların yaşamını ve ülkenin ekolojik yapısını tahrip ettiğini aktardı. “Anayasanın 169 ile 170. Maddeleri yürürlükte olmasına rağmen 6831 sayılı Orman Kanunu 19 yılda tam 25 kez değiştirilmiştir” diyen Ömer Hatip Özden, üstelik bu değişikliklerin neredeyse tamamına yakınının Anayasanın bu maddelerine açıkça aykırı olduğunu vurguladı.
“NÜKLEER, KANAL İSTANBUL GİBİ PROJELERLE ORMANYAR YOK EDİLİYOR”
Özden, “Ormansızlaştırma çalışmalarında anayasanın ilgili hükümleri dikkate alınmadan; 2B ve yerleşime açma uygulamaları, madencilik çalışmaları, Karadeniz Bölgesindeki HES’ler, Kazdağları’nda altın arama çalışmaları, Akkuyu’da yapılmaya başlanan, Sinop ve İğneada’da yapılması planlanan Nükleer Santraller, güvenlik gerekçesiyle binlerce hektar ormanın yakma yoluyla yok edilmesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesiyle ve yapımı için halka rağmen ısrar edilen İstanbul Kanal (Kanal İstanbul) projesiyle de orman alanlarımız ve su kaynaklarımızla birlikte oksijen depolarımız da tahrip edilmektedir.
“KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE DİKKAT”
Sendikamız Tarım Orkam Sen dün olduğu gibi bugün ve yarın da yaşam alanlarımız olan ormanlarımızın kar hırsı ve sermayeye peşkeş çekilme amacıyla yok edilmesine karşı kararlılıkla mücadelesine devam edecektir. Türkiye ormanlarının bu topraklar üzerinde yaşayan halkların yaşamının bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Ormanlarımızın sağlıklı bir yaşam alanının da garantisi olduğu bilinmeli ve öncelikle bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Bu çerçevede sendikamız Tarım Orkam-Sen küresel iklim değişikliğine dair risklerin artığı bir ortamda, ormanlarımızın korunmasıyla ilgili üstümüze düşen her görevi de titizlikle yerine getireceğiz” diye konuştu.
“NÜFUS ARTIYOR, GIDA KRİZİ KAPIDA”
Hızla artan nüfusla beraber 2033 yılında nüfusun 10 milyara yaklaşmasının beklendiğine de dikkat çeken Özden, açıklamasını şöyle tamamladı; “Doğada olan ekolojik değişimler ve doğal dengeye müdahale edilmesi ile beraber küresel iklim değişikliği yaşanmaktadır. Bu değişimlerde tarımsal üretimi ciddi oranda olumsuz yönde etkilemektedir. Nüfusun da artması ile beraber üretimde düzgün bir planlamanın yapılmaması sonucu dünyada gıda krizi yaşanacaktır. Ormanların bilinçsizce tahrip edilmesi, peşkeş çekilmesi ve bilinçsizce endüstriyel tarıma açılması ile beraber ormanlarımız yok edilmektedir”.