Haber Merkezi
Çeşitli sivil toplum kuruluşu, meslek odası, sendika, siyasi parti, emek ve demokrasi örgütünden oluşan Mersin Çevre Platformu, Atatürk Parkı’nda deniz doldurarak yapılmak istenen limanı büyütme projesine eylem ile tepki gösterdi.
Temel atma töreni öncesi Atatürk Parkı’nda bir araya gelen Mersinlilere milletvekilleri CHP Alpay Antmen, Cengiz Gökçel ve Ali Mahir Başarır ile Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz da destek verdi.
“Atatürk Parkı’nda liman yapılamaz, ranta geçit vermeyeceğiz” pankartı açılan eylemde polis geniş güvenlik önlemi aldı.
“Havama, suyuma, parkıma dokunma” sloganları atılarak limana doğru yürümek isteyen kalabalık ile polis arasında zaman zaman gerilim yaşandı.
“ATMOSFER ISINIYOR VE İKLİM HER GEÇEN YIL DEĞİŞİYOR”
Mersin Çevre Platformu adına basın açıklamasını okuyan Sabahat Aslan, “Gezegenimiz iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi pek çok sorunla karşı karşıyadır. Atmosfer ısınıyor ve iklim her geçen yıl değişiyor. Gezegendeki sekiz milyon türden bir milyonu kaybolma riski altındadır. Ormanlar ve okyanuslar kirleniyor ve yok ediliyor. Gezegenimizin havası suyu ve toprağı kirleniyor. Gelişmiş ülkeler iklim krizinin risklerini azaltmak ve kirletilen çevreyi temizlemek için Yeşil ve ormanlık alanlarını genişletme ve kirletici teknolojileri kullanmamaya ve aşırı tüketmemeğe karar vermiştir. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 25–30 m2 iken bu değer ülkemiz kentlerinde ortalama 1–9 m2 arasında değişmektedir.
“ÇED RAPORU HALKAN GİZLENEREK ONAYLANDI”
Kentin sağlıklı bir mekân olabilmesinin temel koşullarından biri kuşkusuz kentteki yeşil alanların büyüklüğüdür. Kentimizde, dünyamızın ve ülkemizin yaşadığı iklim krizine karşı riskleri azaltmak için yeşil alanlarımızı korumak ve genişletmek yerine rant uğruna yok edilmektedir. Bu anlamda Atatürk Parkını korumak yerine bugün Mersinin akciğerlerine hançer saplayacak kirli bir yatırım olan Atatürk Parkında liman genişleme projesi yapım çalışmaları başlatılmıştır. Atatürk parkında liman genişleme projesinin ÇED raporu Mersin halkından gizlenerek onaylanmıştır.
Atatürk Parkında yapılacak liman genişletme çalışmaları Atatürk Parkının tümünün MIP A.Ş tarafından işgal edileceği ve Atatürk Parkının tamamen konteynerlerle dolacağı açıktır. Yapılacak olan dolgu alanı bilimselliğe aykırı olup kent yaşamına ciddi zararlar vereceği açıktır. Mersin liman genişlemesi için yapılacak 176 bin m2'lik sahanın dolgu malzemesi, Mersin'e 19 km uzaklıktaki Çelebili köyünden taşınıp getirilecek ve Atatürk parkı önündeki denize dökülecektir. Dolgu alanı için kullanılacak 4 milyon 284 bin ton taş, taş ocağından Atatürk parkına 350 bin kamyonla taşınacağından trafik yükü ve hava kirliliği yaratacaktır.
“ASBEST HEPİMİZİ ZEHİRLEYECEK”
Ayrıca projenin yapılabilmesi için denizin dibinden çıkarılacak asbest hepimizi zehirleyecektir. Kentimize ve sağlığımıza çok ciddi zararlar verecek olan ve yapımı bilimsellikten uzak hukuksuz ve antidemokratik bir proje olan Atatürk Parkında liman genişleme projesinin hukuki süreci devam ederken ne yazın ki bugün temel atma töreni Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılacaktır. İhanet projesi kentimize iş aş sağlamayacak olup, MIP şirketine rant kazandıracaktır.
Mersinin simgesi olan Atatürk Parkı kentimizin akciğerleri olup, halkın sosyal olarak nefes aldığı bir alandır. Mersinde tarihten gelen ve bir değer olan Atatürk Parkı sürekli halkın kullanımında olmuştur. Liman genişleme çalışmaları Atatürk Parkının halk tarafından kullanımını engelleyecektir. MIP liman genişleme çalışmalarını Atatürk Parkının dışında doğuya doğru genişletebilir veya yeni bir liman yapabilir. MIP nin bu seçenekleri var iken daha çok ran kazanma uğruna Atatürk Parkını yok etmesi kabul edilemez.
Atatürk Parkı Halkındır. Hukuksuz bir şekilde rant uğruna heba edilmesine izin vermeyeceğiz. Mersin halkını Atatürk Parkına sahip çıkmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
“ATATÜRK PARKI HALKINDIR”
ÇEKSAM Başkanı Semra Kabasakal’ın, “Atatürk Parkı kimindir? Halkındır. Atatürk Parkı’nda liman genişlemesi istiyor muyuz, hayır” dediği eylemde, “Buradaki yaşam alanlarımıza dokunulmasını istemiyoruz. Nefes almak için Atatürk parkında yapılan bu işlemi istemiyoruz. Bu gördüğünüz alana bir daha giremeyecek, dolayamayacaksınız. Konteyner yığınları yapılacak buraya. Denizi dolduracaklar. Denizin dibinde asbest olacak ve biz zehir soluyacağız. 4 milyon 300 bin ton taş dolacak denize. Günde 350-400 kamyon gelecek. Onun için Atatürk Parkında biz liman genişletme projesini istemiyoruz” dedi.
“MIP BÜYÜRSE İKİNCİ LİMAN YAPILMAZ”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani de, bir lojistik firması sahibi olduğunu anımsatarak, limanın yatırımına neden karşı olduğunu anlattı.
Eylemi televizyondan görüp geldiğini belirten Çani, “Mersin Konteyner Limanı yapılsaydı onun yerine Polipropilen Tesisi yapılmazdı. Bu eylem çok önemli. Bir kent için limanların ne kadar önemli olduğunu bilmeniz lazım. Hollanda’nın en büyük geliri Roterdam Limanı’ndandır. Eğer bir kentin limanı olmaz ise ki Mersin’in tek gelir kaynağı limandır, liman şuan ki ihtiyacın yüzde 50’sine ancak ihtiyaç cevap verebilmektedir. İkinci bir liman yapıldığı zaman hem fiyatlar da abartılı olmayacak. Şuan ülkenin en pahalı limanını kullanıyoruz. Burada ikinci bir limanın mutlaka ve mutlaka seneler önce yapılması lazımdı. Mevcut liman büyütülür ise ikinci liman bizim için hayal olur ve Mersin resmen cezalandırılmış olur. Çok büyük bir kaybımız olur” dedi.
“ATATÜRK PARKI; FAKİR FUKARANIN DENİZLE BULUŞTUĞU YER”
Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel de, bir sahil kenti olan Mersin’in doğası, denizi, yaylası ve her yönüyle Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olduğunu söyleyerek, “Ancak AKP iktidarı Mersin’e layık gördüğü nükleer santral, limanın deniz doldurularak yapılması, Atatürk Parkı’nın katledilmesi, Alata’nın yok edilmesi. Maden amaçlı ormanların yok edilmesi. Liman için genişletilmek istenen alan tarihi Atatürk Parkının önünü kapatacak alandır. Atatürk parkı bizim gibi Mersin’de doğmuş, çocukluğu Mersin’de geçmiş fakir fukaranın denizle ilk tanıştığı yer Atatürk Parkıdır.
Demirtaş’ta, Sitelerde, Yenimahalle’de, Çilek’te, Çay’da, Karaduvar’da yaşayan fakir fukara vatandaşlarımızın bir termos çayla, bir kilo bulgurla çiğköfte yapıp parkta çocuklarını denizle tanıştırdığı yerdir. Biz denizimizin kirletilmesine rıza gösteremeyiz. Gidin balık reyonlarına balıkların 100-150 TL’den fiyatı yok. Fakir fukara balık alamıyor. Siz burada onların üreme alanlarına müdahale ederseniz doğada balık olur mu? Bu insanlar balık tüketimine nasıl ulaşacaklar? Ulaşamıyorlar. Biz yatırıma karşı değiliz.
Hemen Karaduvar’a yakın bölgede 9 ve 10’uncu Kalkınma Planında yer alan ana konteyner limanı mevcut. ÇED raporu alınmış. 4 milyon konteyner kapasiteli bir liman projesi bu. Buradan sesleniyorum bakana; eğer sen deniz taşımacılığını ve ülke ekonomisini düşünüyorsan gelirsin bizimle beraber kalkınma planlarında yer alan limanı hayata geçirirsin. Biz yatırıma karşı değiliz. Biz Mersin’in katledilmesine, Mersin’in çocuklarının denize ulaşmasına, ilk fuarla, festivalle, müzik dinletisi ile tanıştığımız Atatürk Parkını size feda ettirmeyiz, ettirmeyeceğiz” diye konuştu.
“CUMHUR İTTİFAKI, ATATÜRK PARKI’NI YOK ETMEK İSTİYOR”
Yine milletvekili Alpay Antmen de, “İşte Mersinliler, Mersin’e sahip çıkıyor” diyerek, çeşitli kesimlerce günlerdir Atatürk Parkının neden işgal edilmemesi gerektiğinin anlatıldığını ancak dinlenmediğini söyledi. “Mersin’e ihanet içinde olan MIP ve avukatlığını yapan siyasi iktidar, Cumhur İttifakı, Atatürk Parkı’nı yok etmek istiyor” diyen Antmen, şunları söyledi; “Bu Mersin’e ihanettir. Bize laf yetiştirmeye çalışan vatanına, Mersin’e düşman her şeyi ranta bağlamış parti için yaşayan bu emperyalistleri kınıyorum. Eğer Mersin’i bir damla seviyorsanız Atatürk’ün adını seviyorsanız, Mersin’den yanaysanız limanı buraya değil, doğu tarafa yeni bir liman olarak yapın. Biz ranta karşıyız, yatırıma karşı değiliz. 3-5 kişi Mersin’den kar edecek ve bunu Mersin’de harcamayacak diye Atatürk Parkı’nı peşkeş çektirmeyeceğiz. Mersinliler tek vücut halinde siyasi hiçbir mülaza gözetmeden işte buradalar. Mersin için tek yürek olarak buradayız. Bunlar havasına, güneşine, doğasına düşman, bize, Mersin’e düşmanlar. Mersin’i bunlara yedirtmeyeceğiz”.
“YARGI SÜRECİ BEKLENMELİ”
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz da, yine tabanın Mersin’in doğasına, çevresine, havasına, suyuna sahip çıktığı bir anın yaşandığını söyledi. “Onlar Mersin’i katletmekten vazgeçmiyorlar, biz de aynı şekilde mücadeleden vazgeçmiyoruz” diyen Yeşilboğaz, “Nükleerde, Polipropilen’de olduğu gibi Mersin halkı nasıl dayanışma içerisindeyse, balık çiftliklerine karşı nasıl hep birlikte mücadele ettiysek bugün de onun için burada toplandık. Bizim de müdahil olduğumuz yargısal bir süreç var. Yarın denizi dolduracak, doğal yaşamı yok edecekler. Peki yargı size ‘dur’ dediği zaman nasıl geriye çevireceksiniz bu durumu? En azından yargı sürecinin beklenmesi gerekiyor. Sivil halka bunların birebir anlatılması gerekiyordu. Yangından mal kaçırır gibi alelacele yapmış oldukları ÇED toplantısı ile bugün buraya gelen devlet yetkililerinden beklediğimiz şu; diğer tarafta zaten Kalkınma Planı içerisine alınan bir proje var. onu hayata geçirin. ‘400 kişiye istihdam dağıtacağız’ diyorlar ama orada 10 bin kişiye istihdam sağlayacaksınız. 10 bin kişi ve ailelerini düşünün. Kendi çıkarınızı değil, Mersin halkının çıkarını düşünün. Mersin kazansın” dedi.
“ŞEHRE SORMADINIZ”
Milletvekili Ali Mahir Başarır da, ulaştırma bakanına, “Şehre, STK’lara sordun mu? Hayır ÇED raporu alındı mı? Aldın. Şunu bilsinler teşebbüs bile yaparlarsa 1 milyon 868 bin Mersinli önünde durur” diyerek seslendi.
Yatırıma, limana karşı olmadığını vurgulayan Başarır, “Ben talana ve soyguna karşıyım. Mersin lehine bir tasarruf olacaksa, Mersinliye sorun. Bir firmayı zenginleştirmek için denizimizi doldurmayın. Liman yapılacak yer var, ikinci bir liman. Biz konteyner limanı yatırımına karşı değiliz. Biz Mersin’in talan edilmesine, doğansın, çevresinin katledilmesine karşıyız. Buradan cumhurbaşkanına bir kez daha sesleniyorum; Mersin’den elini çek. Biz Mersin’i beton olarak görmek istemiyoruz. Benim babam burada denize girdi. Ben burada denize girdim. Çocuklarımın, torunlarımın da burada denize girmesini, büyümesini istiyorum. Sizden bir isteğim var; eğer ki bu kirli adımlara devam ederler ise tüm Mersin gerekirse 365 gün bu parkta yatacağız. Gerekirse tüm Mersin dozerlerin, greyderlerin önüne yatacağız.
Bakana buradan bir şey söyleyelim; çayını, kahveni iç, Ankara’ya dön sayın bakan” ifadelerini kullandı.
“MERSİN, ATATÜRK PARKINA SAHİP ÇIKMALIDIR”
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy da, “Atatürk Parkı Mersin’in simgesi, kültürel değeridir. Atatürk Parkını yok etmek isteyenlerin doğayı, çevreyi, ekolojiyi yok etmek gibi bir hedefleri var. İnsan yaşamına verdikleri zararı düşünmezler. İnsanların yaşam alanını daraltmaktan asla vazgeçmezler çünkü onların tek bir hesabı var; rant. Uluslararası emperyalist güçlerin paralarına para katmaktır. Mersin halkı burada kentine, kendisine, Atatürk Parkına, değerlerine, simgesine, sembolüne sahip çıkmalıdır” dedi.
“LİMAN PROJESİ SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİLER”
Tabip Odası Dr. Başkanı Mehmet Antmen de, projenin toplum sağlığını doğrudan etkileyecek nitelikte olduğunun altını çizerek, “Bu liman meselesi aslında doğrudan sağlık meselesidir. Çünkü Atatürk Parkı’nı işgal edecek bir liman halkın sağlığını, özellikle doğayla, çevreyle olan ilişkisini kesecek bu anlamda çok çok ciddi bir halk sağlığı sorunu yaratacak bir konudur. Bu anlamda özellikle burayı işgal edecek bir limanın asla ve asla yapılmaması gerekir. Biz Tabip odası olarak her zaman bunun karşısında olacağız. Mersin’e liman yapılmasını veya ticaretin gelişmesini istemeyen, engel olan bir durumda değiliz ama bu limanın doğuya doğru yapılması kentin siluetini de kurtaracaktır, çevre ile olan ilişkisini de koruyacaktır. Bundan sonra da bu mücadelenin içerisinde olacağımıza söz veriyoruz” şeklinde konuştu.
“MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM”
KESK Şubeler Platformu adına söz alan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül de, “Mücadeleniz mücadelemizdir” diyerek, Mersin’in sembolü olan Atatürk Parkı’na liman yapılmasının, Mersin halkının da, eğitim ve bilim emekçilerinin de kabul etmeyeceği bir proje olduğunu aktardı. Konteyner limanını anımsatan Sümbül, “ Alternatifleri varken Mersin’in, Atatürk Parkı’nın, çevremizin, doğamızın ranta, talana mahkum edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu mücadele bir başlangıçtır bunu hep birlikte büyütelim” dedi.
Açıklamaların ardından kalabalık grup olaysız şekilde dağıldı.