Haber Merkezi
CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel yaptığı açıklamada Alata Bahçe Kültürleri Enstitüsü’nün tarımsal araştırmalar ve tarımın geliştirilmesi bakımından oldukça önemli bir kurum olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz yıllarda da idare tarafından arazi devri şekliyle enstitüye ait arazilerin amacı dışına çıkarıldığını belirtti. Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile kesin korunacak alanın 83 dekara düşürülmesi sebebiyle geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yine enstitüye ait diğer alanların amacı dışına çıkarılmasından endişe ettiklerini ifade etti. Gökçel, “Alata Enstitüsü bu coğrafyaya, tarıma büyük katkılar sunmuş bir kurum. Enstitünün önceki yıllarda yaklaşık bin dekarlık bir kısmı ormana devredilmek suretiyle amacı dışına çıkartıldı. Şimdi koruma statüsünde değişiklik yapılarak benzer bir durum yeniden yaratılmak mı isteniyor? Hali hazırda Enstitünün faaliyetlerini yürüttüğü yaklaşık 2 bin 700 dekarlık arazinin, kıyı şeridinde bulunan 83 dekarı kesin korunacak hassas alan ilan edildi ancak diğer kısımlar için bu uygulanmadı. Doğu Akdeniz’in bozulmuş kıyı yapısı göz önünde bulundurulduğunda Mersin-Erdemli arasında bozulmadan kalabilmiş tek alandan bahsediyoruz. Bu kıyı şeridinin yarısının koruma altına alınıp diğer yarısının alınmaması yanlıştır. 83 dekarlık korunan alan 3700 metre kıyı şeridinin bir kısmını kapsıyor, halbuki kesin korunacak hassas alanı ilan ederken sahilin tamamını kapsayacak şekilde, bir bütün şeklinde proje yapılması gerekirdi” dedi. Gökçel, Alata Enstitüsüne ait bazı alanlara ise Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım statüsü verilmesinin ise bu alanları ranta açılmasına imkan sağlayacağını ifade etti. Gökçel, “D-400 karayolunun kuzey kısmında bulunan yaklaşık bin 400 dekarın Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım statüsüne çevrilmesi son derece yanlış bir karar. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım statüsü demek ileride bu alanın imara açılabilmesi demek. ” dedi.
“BİZ DEĞERLERİMİZİ RANTA KURBAN VERMEYECEĞİZ”
Sözlerine Alata Enstitüsünün önemine vurgu yaparak devam eden Gökçel, “Alata, Türk tarımının gelişmesi ve Türk çiftçisinin desteklenmesi noktasında çok önemli bir konuma sahip. Özellikle bölge çiftçisi ve Türk tarımı için çok önem arz ediyor. 2700 dekar üzerinde faaliyetini sürdürüyor. Bu arazi aslında mikroklima özelliği gösteren bir yapıda. 12 ay boyunca araştırma geliştirme faaliyetlerine devam edilebiliyor. Koruma altına alınan sahil kesiminde 83 dekarlık küçük bir bölüm deniz kaplumbağalarının ve kum zambaklarının yetiştiği bir bölge. Bu kesin korunacak alanın 83 dekar ile sınırlı kalmamasını 3700 metre olan sahilin tamamının Kesin Korunacak Hassas Alan olarak kabul edilmesini istiyoruz. Alata Enstitüsüne ait toprakların parçalanarak imara açılmasına ve rantçılar tarafından talan edilmesine asla izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
“ALATA’NIN TAMAMI KORUMA ALTINA ALINMALI”
Alata Bahçe Kültürleri Enstitüsü’nün ranta kurban gitmesine izin verilmeyeceğini kaydeden Gökçel, “Alata Enstitüsü gibi kurumların değerleri artık rant aracı gibi görülmeye başlandı. 1944 yılında kurulmuş, tarihsel bir değer taşıyan, turunçgil gen bankası ve dönem koşullarında ilk ısıtmalı seranın kurularak bölgede örtü altı üretimin temelinin atıldığı, turunçgil, meyvecilik, sebzecilik, süs bitkileri gibi alanlarda çalışmalarını sürdürerek yaygınlaşmasında önemli rol oynayan, ıslah çalışmaları sonucunda geliştirilerek yeni tür ve çeşitlerin tescil edildiği, yarım asırdır ülke tarımına hizmet eden bir yeri, masa üzerinde oynanan oyunlarla ranta kurban vermeyeceğiz. Eğer düşünülen gerçekten buysa, bunun önlenmesi için her türlü yasal hakkımızı kullanırız. Nitelikli Korunacak Alan olarak ilan edilmesi gereken yer enstitünün tamamıdır. 83 dekarı koruyup yaklaşık bin 400 yüz dekarlık alanı ranta çevirmek Alata Enstitüsünü yok etmek demektir. 83 dekar için ilan edilen Kesin Korunacak Hassas Alanın, Alata’nın kıyı şeridini oluşturan 3700 metrelik kısmın tamamının bütünselliği sağlanacak şekilde Kesin Korunacak Hassas Alan ilan edilmesi gerekirdi” şeklinde konuştu.